Günaydın yazmayı çok özlemişim. Sabah cep telefonum çalışmadığı için hayat damarlarımdan biri kopmuş gibi uyandım. Daha doğrusu ustalar gelmeden önce uyanmam gerekiyordu ve evde alarmı olan bir saat bulmak için 1 saat daha geç yattım.Neyse ki Vedat’ın yıllar önce aldığı alarmlı radyo çalıştı. İçinde eski resimlerimiz olan bir ekranı da vardı ve tatil resimlerimiz hem çok güzel hem çok hüzünlüydü onlara bakıp hüzünlenip daha da geç yattım ama konumuz bu değil.
Konumuz cep telefonu olmayınca neler de olmuyor. Öncelikle saat olmuyor. Çünkü kolumda saat taşımıyorum, evde sadece mutfakta saat varmış. Sürekli oraya koşuyorum. Koluma bir saat taksam iyi olacak.
Alarm meselesi ayrı bir mesele , alarmı telefondan kurmak demek başucunda telefonla uyumak demek. Bu da gece yatarken ve sabah kalkarken ekstra telefon saatleri demek.
Şu anda annem ve abim dışında kimsenin telefonunu ezbere bilmediğim için onlardan başka kimseyi arayamıyorum. Hafta sonu planlarından mahrum kalıyor olabilirim. Sahi eskiden nasıl buluşuyorduk biz ? Atlantiğin önünde saat 12’de diye 2 gün önceden konuşup o saat orada olmamız mucize gibi birşey.
Uyanalı daha 2 saat oldu ve elim 15 kere falan telefona gitti. Telefonsuz olamayacağımı biliyorum ama bu bağımlılığı azaltmak için radyo alarmına devam edip gece telefonu mutfakta bırakmayı planlıyorum. Bakalım yapabilecek miyim ?
Banka işlemleri yapmak için de telefona ihtiyacımız varmış meğerse. İnternet bankacığılı şifreleri, internet alışverişleri de yok bugün
Bir arkadaşım evin kapısına kutu yapıp telefonunu orada tutmaya karar vermişti sonra eşinin anlattığına göre sözünü tutmuş ama kutunun tanına bir de tabure koymuş, orada takılıyormuş telefonuyla. Ben de mutfakta uyumayayım ?
Bakalım telefonsuz hayat neler gösterecek. En azından bilgisayar açtırıp uzun zaman sonra bir yazı yazdırdı. Gelişmeleri paylaşacağım. Hafta sonunuz güzel geçsin….
Benzer Yazılar
Ah Atlantik dedin beni çook eskilere götürdün, bir de Suadiye sineması :))